Resim İncelemeleriSANAT

Yıldızlı Gece – The Starry Night (Vincent van Gogh)

Paylaş

Yıldızlı Gece (The Starry Night), 1889 yılında Hollandalı ressam Vincent van Gogh tarafından yapılmış bir yağlı boya tablosudur. Bilinen tüm sanat eserleri arasında bu tablonun yeri ve önemi büyüktür. Van Gogh’un akıl hastanesinde kaldığı dönemde resmettiği yıldızlı gökyüzünün günümüzde farklı bir boyut kazandığını söyleyebiliriz.  Ressamın gökyüzünde tasvir ettiği  çalkantılı akışkan yapıların bilimsel olarak bir karşılığı olduğu ortaya atıldı. 

Yıldızlı Gece Tablosu ve Türbülans

Yıldızlı Gece’deki desenler ile türbülanslı akış arasındaki bağlantıyı çözmek için bilim insanları, resmin dijital bir versiyonunu incelemişler.  Dijital görüntüdeki piksellerin parlaklığını karşılaştırdıklarında 1940’larda Rus matematikçi tarafından formüle edilen denklemlerle eşleştiğini fark etmişlerdir. Van Gogh’un resimlerinin birçoğunda gizlenmiş, Kolmogorov’un denklemine yakınlık gösteren, belirgin bir akışkan yapı deseni olduğu belirlenmiştir. 

Ressam, gökyüzündeki rüzgarları akışkanlar mekaniğine uygun şekillerde tuvale yansıtmıştır. Matematiksel hesaplamalar yapmadan bunu resme yansıtmak dahice olarak tanımlanmıştır. Diğer yandan bazı açıklamalar gösteriyor ki; Van Gogh’un çalkantılı ruh hali, türbülans etkisine benzer eserler ortaya çıkarmasına sebep olabilir. Matematiksel incelemelere bakıldığında ise bu sanat eserinin akışkanlar mekaniği formülleri ile inanılmaz uyumu yadsınamaz. 

Van Gogh’un Yıldızlı Gece Tablosunun Hikayesi

Vincent van Gogh’un, ağır bir bunalım halinde kulağını kestikten sonra akıl hastanesinde kaldığını biliyorsunuzdur. Ressam, 1889’da Saint Rémy de Provence yakınlarındaki Saint Paul de Mausole’de kaldığı dönemde, diğer hastalara oranla daha özgür bırakılmıştır. Bahçede uzun uzun vakit geçirmesine, resim yapmasına izin verilmiştir. Yıldızlı Geceler tablosu, Van Gogh’un odasının manzarasının tuvale yansımasıdır. Aslında manzarada demir parmaklıklar vardır ama ressam özgürlüğünü bu parmaklıklardan kurtarmıştır. 

Vincent van Gogh yıldızlı gece tablosu inceleme

Tabloya baktığımızda önde bir ağacın sonuna erişiyoruz. Bu ağaç, ressamın manzaraya yüksek bir yerden baktığını gösteren bir detaydır. Ressamın odasından adeta bir fotoğraf karesi gibi manzarayı görebiliyoruz. Ancak bu manzara, ressamın gerçek manzarası değil hayal gücüyle yarattığı bir manzaradır.

Evler ile Hayali Bir Köy Yaratmış

Vincent van Gogh yıldızlı gece tablosu inceleme

Ressam, gerçek bakış açısıyla bir resim yaratsa da resimdeki detaylar onun hayal gücünün ürünü olarak var olmuştur. Hastanenin etrafında ağaçlar ve boş bir arazi vardır. Onun kafasında yarattığı evler ile dolu küçük köy, özlediği geçmişini yansıtıyor olabilir. Dindar bir ailede büyüyen Van Gogh, bu eserinde de kilise ve evlerden oluşan bir manzara yaratmıştır. Kardeşi Theo‘ya yazdığı bir mektupta odasının manzarası ile ilgili şöyle demiştir;

“Demir parmaklıklı penceremde adeta bir buğday tarlası görüyorum. Sabahları ise gün doğumunu tüm ihtişamıyla izliyorum.”

Akıl hastanesinde yatan bir insanın manzarasını, ışığı yanan evler ile süslemesi bana duygusal bir açlığı çağrıştırıyor. Kendini bulunduğu konumdan farklı bir noktaya taşımak ister gibi değil mi? Sanki her şeyden uzakta bir hastanede yatmıyormuş, insanlarla dolu küçük bir köyde yaşıyormuş gibi hissetmek istiyor olabilir. Ressamın özel hayatına baktığımızda da  bu tarz yerlerde yaşadığını görebiliriz. 

“Yıldızlara Ulaşmak için de Ölebiliriz”

Yıldızlara bakmak beni daima hayal dünyasına daldırır. Kendime sorarım, Fransa haritasındaki noktalar arasında seyahat edip belli bir noktaya ulaşıyoruz da neden gökyüzündeki bu parlak noktalara ulaşamıyoruz? Nasıl trene atlayıp Tarascon’a ya da Rouen’e gidiyorsak yıldızlara ulaşmak için de ölebiliriz.”

Vincent van Gogh, kardeşine yazdığı mektuplardan birinde “Yıldızlara ulaşmak için de ölebiliriz” demiştir. Ressamın bu sözlerini okuyunca Yıldızlı Gece’nin sıradan bir gökyüzü manzarası olmadığını anlayabilirsiniz. Yıldızlar Van Gogh için yaşamın varabileceği son noktaydı. Kimileri buna ölüm diyebilir ama bana kalırsa yaşayıp varabileceğimiz en güzel noktadır. Adı ölüm ise Van Gogh’un da dediği gibi bunun için ölünebilir…

 

Paylaş

Yazar

(Visited 1.751 times, 1 visits today)

Ipek Can

Sanat, sonsuz bir zenginliğe sahip. Sanat dalları, köklerinden yükselen ağaçların oluşturduğu bir orman gibi. Her bir sanat dalı kendi içinde çok sayıda parçalara ayrılıyor. Bu düşünceyle yola çıktığım sanat ormanı serüvenimde kendi merak ettiklerimi araştırıp yazarken sizlerle de paylaşacağım.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir