William Shakespeare Kimdir?
William Shakespeare, hepimizin Romeo ve Juliet oyunu ile tanıdığımız İngiliz şair, oyun yazarı ve oyuncudur. İngiltere’nin ulusal şairi ve “Avon’un Ozanı” olarak da bilinir. Shakespeare, 1564 yılında Stratford-upon-Avon‘da doğup büyümüştür. Bu yazımızda ünlü yazarın neden gelmiş geçmiş en iyi oyun yazarı olarak tanımlandığı sorusuna cevap vermeye çalışacağım. Haydi başlayalım;
Neden En İyi Oyun Yazarı William Shakespeare ?
William Shakespeare, insan yaşamının doğal ögelerini kullanırken duyguları ve çatışmaları olağanüstü bir anlatım ile yazıya dökmüştür. Oyunlarında aşk, evlilik gibi konuları komedi ile birlikte harmanlamıştır. Son dönemlerinde ise dram ve trajikomedi oyunlara yönelen yazar, Sur Prensi, Perikles, Kış Masalı, Fırtına gibi oyunlarını tamamlamıştır. Peki Shakespear neden hala okunuyor, neden hala en iyi oyun yazarı olarak anılıyor?
Ünlü oyun yazarı Shakespeare, insan psikolojisini en iyi yansıtan ve duygularımıza tercüman olan eserler ortaya koymuştur. Bu yüzden aradan yüz yıllar geçse de en iyi oyun yazarı olarak anılmaya devam etmiş ve eserleri popülerliğini hiç kaybetmemiştir. Dünyaya hitap eden bir yazar olmasının sebebi ise temalarının evrensel olması olarak nitelendirilir. Aşk, nefret, kıskançlık, intikam, gurur, cesaret gibi temaları ile büyük kitlelere hitap eden eserler yaratmıştır. Shakespeare, yazılarında insan davranışlarının sonuçlarını deneyimlemiştir. İnsan davranışlarının çeşitli etkileşimler ile nasıl sonuçlara ulaştığını göstermeyi amaçlamıştır.
Shakespeare’in eserleri, zamansız ve sabittir. Her döneme uyan, kalıpların dışında eserlerdir. Onun yazılarında kendimizi bulup karakterler ile kendimizi özdeşleştiririz. Eserlerinde zaman ve mekan sınırı olmaması onu bugün ve gelecek yüz yıllarda da okunur kılacaktır.
“Olmak ya da Olmamak” Tiradı
Shakespeare’in en ünlü tirajedilerinden biri olan Hamlet’in “olmak ya da olmamak işte mesele bu” tiradı günümüzde popülerliğini korur. Hamlet, Shakespeare’ın en uzun oyunu ve İngiliz edebiyatının en etkileyici trajedilerindendir. İşte o ünlü hamlet tiradı;
HAMLET;
Var olmak mı, yok olmak mı, bütün sorun bu!
Düşüncemizin katlanması mı güzel,
Zalim kaderin yumruklarına, oklarına,
Yoksa diretip bela denizlerine karşı
Dur, yeter! demesi mi?
Ölmek, uyumak sadece! Düşünün ki uyumakla yalnız
Bitebilir bütün acıları yüreğin,
Çektiği bütün kahırlar insanoğlunun.
Uyumak, ama düş görebilirsin uykuda, o kötü!
Çünkü o ölüm uykularında,
Sıyrıldığımız zaman yaşamak kaygısından,
Ne düşler görebilir insan, düşünmeli bunu.
Bu düşüncedir uzun yaşamayı cehennem eden.
Kim dayanabilir zamanın kırbacına?
Zorbanın kahrına, gururunun çiğnenmesine,
Sevgisinin kepaze edilmesine,
Kanunların bu kadar yavaş
Yüzsüzlüğün bu kadar çabuk yürümesine.
Kötülere kul olmasına iyi insanın
Bir bıçak saplayıp göğsüne kurtulmak varken?
Kim ister bütün bunlara katlanmak
Ağır bir hayatın altında inleyip terlemek.
Ölümden sonraki bir şeyden korkmasa,
O kimsenin gidip de dönmediği bilinmez dünya
Ürkütmese yüreğini?
Bilmediğimiz belalara atılmaktansa
Çektiklerine razı etmese insanı?
Bilinç böyle korkak ediyor hepimizi:
Düşüncenin soluk ışığı bulandırıyor
Yürekten gelenin doğal rengini.
Ve nice büyük, yiğitçe atılışlar
Yollarını değiştirip bu yüzden,
Bir iş, bir eylem olma gücünü yitiriyorlar.