Şeker Portakalı Konusu ve Devam Kitapları
Şeker Portakalı kitabı ile küçük Zeze’nin hayatı ve acıyı keşfedişine tanık oluyoruz. Jose Mauro De Vasconcelos, on iki günde yazdığı bu romanı, yirmi yıldan fazla bir süredir yüreğinde taşıdığını söyler. Vasconselos’un çocukluğuna dair derin izler taşıyan romanda her şeyi küçük bir çocuğun gözünden görüyorsunuz.
Kitabın ilk sayfalarında yaşayanlara ve ölenlere şeklinde ayrılmış bir ithaf bölümü karşımıza çıkıyor. Ölenler, Zeze’nin kardeşlerinden ve hayatında önemli bir yer edinmiş bir iki isimden oluşuyor. Bu sayfa bize, küçük Zeze’nin ne tür acıları yüklendiğini gösteren bir başlangıç…
Şeker Portakalı kitabının konusu, Vasconselos’un yoksulluk içinde geçen çocukluk yıllarına dayanıyor. Bu yoksul hayatın içindeki Zeze’nin umut dolu hikayesiyle içimiz kıpır kıpır oluyor. Bazen gülüyoruz, bazen hüzünleniyoruz…
Şeker Portakalı ve Zeze
Şeker portakalı, kitabın konusuyla bütünleşen bir isimdir. Kitabın baş kahramanı Zeze, kendisine bir şeker portakalı fidanı buluyor ve onunla konuşmaya başlıyor. Zamanla ağaç ve çocuk arasında sıkı bir bağ oluşuyor. Kitabın başından sonuna kadar bu güzel dostluğa şahit oluyoruz. Zeze, yaşadığı her şeyi heyecanla ona anlatıyor.
Zeze, altı yaşında küçücük bir çocuk olmasına rağmen birçok acıyı yüreğinde taşıyor. Hayata dair her şeyi büyük bir merakla öğrenmek isteyen Zeze’nin merakı ve heyecanı diğer insanlara tuhaf geliyor. Ayrıca onun biraz yaramaz bir çocuk olduğunu söyleyebiliriz.
Zeze, yaramazlıkları yüzünden evde annesinden ve ablalarından sürekli dayak yiyor. Ama burada unutulan şey, onun sadece küçük bir çocuk olduğu… Bunu bazen biz bile unutuyoruz. Kitabı okurken gözyaşlarınıza hakim olamıyorsunuz. Özellikle kitabın sonralarına doğru istemsizce gözlerinizden yaşlar süzülüveriyor.
Şeker Portakalı Devam Kitapları
Eğer Şeker Portakalı’nı okuduysanız küçük Zeze’nin serüvenlerinin devamı niteliğinde olan Güneşi Uyandıralım ve Deli Fişek adlı romanları okuyabilirsiniz. Zeze yine tüm yalnız çocukların kalplerine dokunacak hikayeleri ile bizlerle oluyor.
Güneşi Uyandıralım adlı romanda, Zeze’nin yeni bir dostu oluyor. Artık ağacı olmayan çocuk, kendine yeni bir yol arkadaşı buluyor. Bu sefer onun en iyi dostu bir kurbağa oluyor.
Serinin üçüncü kitabı olan Deli Fişek adlı romanda Zeze’nin artık büyüyüp genç bir delikanlı olduğunu görüyoruz. Kendi haklarını arayan, özgürlüğünü kazanan bir genç.
Gerçekten küçük, büyük fark etmeksizin her insanın okuması gereken bir kitap serisi. Umarım bu yazı sizde bir merak uyandırmıştır ve kısa sürede Zeze’nin maceralarına eşlik edersiniz 🙂
Kitaplarla ilgili daha fazla yazıya ulaşmak isterseniz sayfamı ziyaret edebilirsiniz.
Yazar
