SANATSanat Akımları

Realizm Sanat Akımı ve Realist Sanatçılar (Gerçekçilik)

Paylaş

Realizm diğer adıyla gerçekçilik sanat akımı, 19. yüzyılın ortalarında Fransa’da ortaya çıkmıştır. Romantizm ve Klasisizme tepki olarak var olmuştur. Sanatı ve edebiyatı yapaylıktan kurtarmayı, gerçekliği ön plana çıkarmayı amaçlamıştır. Ayrıca eserlerde sadece yüksek sınıfa değil toplumun farklı sınıflarına ait konulara yer verilmektedir. Bu sanat akımının etkileri resim alanında olduğu gibi edebiyat alanında da büyük oranda hissedilmiştir.

Öncelikle akımın, resim üzerindeki etkilerini ardından ise edebiyata olan etkilerini detaylıca ele alacağız. Türk Edebiyatında realizm akımını da ayrı bir başlıkta inceleyeceğiz. Son olarak da gerçekçilik teriminin sanat üzerindeki tanımına dair ufak bir eleştiri yazısına yer vereceğiz. İyi okumalar 🙂

Sanatta Realizm Etkisi

Fransız gerçekçiliği, Gustave Courbet‘in sanatının da etkisiyle Avrupa’da büyük yankı uyandırmıştır. Belçikalı Charles De Groux, Henri De Braekleer, Hollandalı Jozef İsraels, İspanyol Mariano Fortuny ve Marti Alsina, Romanyalı Grigorescu, Andreescu  ve doğalcılığa eğilimli diğer sanatçılar gerçekçilik akımının önemli temsilcileri olarak kabul edilir.

Realizm Sanat Akımı ve Realist Sanatçılar ( Gerçekçilik )
Gustave Courbet, The Wheat Sifters (Les Cribleuses de Blé), 1854

Sanatta gerçeklik kavramı, gerçeği olduğu gibi canlandırmaya yönelik bir anlam taşımaktadır. Gerçekçi ressamlar, konuları da bakışlarını da sınırlandırmamıştır. Bu yüzden resim alanındaki gerçekçilik, öznel bir şey olarak ortaya çıkmıştır. Sanattaki gerçeklik olgusunu, her ne kadar nesnellik amaçlansa da öznel gerçeklik olarak değerlendirebiliriz.

Realist Ressamlar :

Gustave Courbet, Honoré Daumier, Jean-François Millet, Julien Dupré, Jules Breton, Thomas Eakins, Jean-Baptiste-Camille Corot, Jules Bastien Lepage, Adolph Menzel, İlya Repin, Edward Hopper, Wilhelm Leibl, Édouard Manet, Anton Ažbe, Anton Mauve, Nikolay Pozdneyev, Jordi Pagans i Monsalvatje, Vasili Veresçagin, İsaac Levitan….

Realizm Akımı Özellikleri

Şimdi bahsedeceğimiz realizm akımı özellikleri, hem edebiyat hem de resim alanında değerlendirilebilir. Yine de edebiyat alanındaki gerçekçilik akımı özelliklerine, edebiyatta gerçekçilik etkisi başlığı altında daha detaylı değineceğiz.

  • Günlük hayatın içinden hikâyelere yer verir. 
  • Toplumsal sorunları gerçek yönleri ile ele alır. Ancak insan elinden çıkan herhangi bir şeyde salt nesnellik sağlanması mümkün olmadığı gibi sanat alanında da salt nesnellik özelliğinden söz edilemez. (Bu konuda farklı görüşler vardır.) Bu yüzden toplumsal sorunların realist bir şekilde ele alınışında da farklılıklar görülmektedir. Ve bu eserler çok defa eleştiriye maruz kalmıştır.
  • Realist sanatçılar, yaşadıkları çevrenin doğru, eksiksiz ve içtenlikle anlatılmasını savunmuştur.
  • Hayal gücündeki görünümler bir kenara bırakılıp gerçekte görünenler esere işlenir.
  • Özellikle edebi eserlerde süslü, abartılı anlatımdan kaçınılır. Resim alanında da gerçekliği aşan betimlemelerden kaçınılır.
  • Realizm akımının bir diğer özelliği ise edebiyat alanında daha büyük etkiye sahip olmasıdır. Özellikle, günlük hayatın içinden hikayelerin anlatıldığı romanlarda realizm etkisinden söz etmek mümkündür.
  • Betimlemeler olabildiğince gerçek olarak yapılmaktadır.
  • Olaylar, görünümler karşısında realist sanatçılar, olabildiğince tarafsız bir yaklaşım sergilemeye çalışır.

Edebiyatta Gerçekçilik Etkisi

Gerçekçilik kavramının karşılığının gerçek olayları, gerçekçi bir dille ele almak olduğu düşünüldüğünde Ortaçağ’ın birçok metninin gerçekçi olduğu söylenebilir. Furetiere, Diderot, Stendhal ve Balzac gibi romantizm çağı yazarlarının da bir ölçüde gerçekçi oldukları söylenebilir. Romantizm çalışmalarının en yoğun olduğu dönemde Balzac, gerçekçi romanın nasıl olması gerektiğini şu cümleler ile anlatmıştır; “Yazar, yersiz olarak roman diye adlandırılan yapıtların üstünlüğünü belirten biricik şeyin ayrıntılar olduğuna kesinlikle inanmaktadır.” Ona göre romancı, gözleme dayanarak çağının törelerinin tarihini ortaya koymalıdır. 

Realizm Sanat Akımı ve Realist Sanatçılar ( Gerçekçilik )

Gustave Flaubert’e göre ise gerçekçi olmak en doğru sözü bulmaktır. Ayrıca Flaubert’in 1857’de yayımlanan Madame Bovary adlı romanı realizm alanındaki ilk eser olarak kabul edilir. Bu sebeple de yazar, edebiyatta realizmi başlatan öncü olarak literatüre geçmiştir. Realizm terimi, romantik duygusallığa ve Fransa’da İkinci İmparatorluk budalalığına, basmakalıplarına ve yavan düşüncelere tepki gösteren yazarlar için yaygın olarak kullanılmıştır. Bilim yöntemlerinden esinlenerek olguların incelendiği eserler üretmek bu akımın anlayış ilkelerindendir. 

Realist Edebiyatçılar :

Honoré de Balzac, Stendhal, Gustave Flaubert, Fyodor Dostoyevski, Lev Nikolayeviç Tolstoy, Anton Çehov, Maksim Gorki, Daniel Defoe, Charles Dickens, Ernest Hemingway, Jack London, Mark Twain, İvan Sergeyeviç Turgenyev, Halit Ziya Uşaklıgil, Nikolay Gogol…

Şiir, Tiyatro ve Tarihte Realist Sanatçılar :

Şiir alanında gerçeklik, Banville’in Leconte de Lisle’in ve Parnasse okulu ozanlarının yapıtlarında kendini göstermiştir.  Tiyatroda realizm akımı; Scribe, Emile Augier, Dumas Fils  tarafınfan temsil edilmiştir. Eleştiri ve tarihte ise bu anlayışı, Renan, Taine ve Fustel de Coulanges benimsemiştir.

Türk Edebiyatında Realizm

Türk edebiyatında realizm (batılı anlamda) Tanzimat döneminde tanınmıştır. Samipaşazade Sezai, esirlik ve insan ticareti üzerine yazdığı Sergüzeşt (1889) romanında, romantizm etkileri hissedilse de gerçek gözlemlerden yararlanmış, karakterleri ve iç dünyalarını gerçekçi bir biçimde ele almıştır. Recaizade Mahmut Ekrem ise Araba Sevdası (1895) romanında batılılaşma çabasında olan bir karakteri (Bihruz Bey) gerçekçi gözlemlere dayanarak işlemiştir. 

Türk edebiyatında gerçekçilik akımında ilk başarılı örnek, Nabizade Nazım’ın Kara Bibik (1890) adlı uzun öyküsüdür. Antalya’nın bir köyünde geçen olaylar, gerçekliğin neredeyse tüm özellikleri esas alınarak oluşturulmuştur. Öyküdeki kişilerin konuşmaları bile yöre ağzı ile kaleme alınmıştır. 

Servet-i Fünun dönemi yazarları, batılı realist yazarları daha yakından izleme olanağı bulmuşlardır. Bu nedenle ortaya koydukları yapıtlarda realizm akımı özellikleri daha etkili kullanılmıştır. Halit Ziya Uşaklıgil, Mavi ve Siyah’ta (1897) romantik bir kişi olan Ahmet Cemil’in İstanbul’daki yaşamını, Aşk-ı Memnu’da ise İstanbul burjuvazisinin yoz değerler ile kuşatılmış yaşamını gerçekçi bir dille anlatmıştır. 

Gerçekçilik Edebiyatında Anadolu:

Türk roman ve öyküleri, gerçekçilik akımı özelliklerinden yararlanarak Anadolu insanının günlük yaşamını, doğa ile savaşını vb. konuları çarpıcı şekilde ele almıştır. Anadolu’nun çeşitli yerlerinde yaşayan insanların dramatik yaşamı, özellikle o yöre halkını yakından tanıyan, orada doğup büyüyen yazarlar tarafından sıkça kaleme alınmıştır. 

Milli Eğitim müfettişi olarak uzun yıllar Anadolu’da görev yapan Reşat Nuri Güntekin, özellikle Emile Zola’nın Hakikat romanını çevirdikten sonra romanlarında toplumsal olaylara ağırlık vermiştir. Anadolu’nun çeşitli yörelerini, insan tiplerini gerçekçi bir gözlemle betimlemiştir. Sabahattin Ali de konusunu Anadolu yaşamından aldığı öykülerinde, insanların yaşadığı acılara, eşitsizliğe, ezilmişliğe gerçekçi bir yaklaşım ile değinmiştir. 

Türk Realist Sanatçılar : 

Recaizade Mahmut Ekrem, Reşat Nuri Güntekin, Nabızade Nazım, Halit Ziya Uşaklıgil, Samipaşazade Sezai, Mehmet Rauf, Hüseyin Rahmi Gürpınar, Ömer Seyfettin, Halide Edip Adıvar, Sait Faik Abasıyanık, Refik Halit Karay, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Memduh Şevket Esendal, Atilla İlhan, Necati Cumalı, Kemal Tahir, Çetin Altan ve daha birçok isim vardır.

Gerçekçilik Terimi Üzerine Eleştiri

Aslında realizm kavramı, sanat için doğru bir tanımlama değildir. Bu terimin yerinde olmadığını söyleyen Gustave Courbet, “1830’da yaşayanlara romantik yaftasının zorla yapıştırılması gibi bana da gerçekçi yaftası yapıştırıldı. Bu tür nitelemeler hiçbir zaman doğru değildir. Doğru olsaydı yapıtlara gerek kalmazdı” demiştir. Realizm sanat akımı kurucuları arasında yer alan Courbet’in bu açıklaması biraz kafa karıştırıcı gelebilir.

Courbet, Realizm kavramının kelime itibariyle keskin bir çizgiye sahip olması sebebiyle bu tarz bir itirazda bulunmuş olabilir. Sonuçta sanat ürünleri insanın yaratımı sonucundan ortaya çıkıyor ve “realizm” terimi abartı bir tanımlama gibi görünebilir. Tabii ki yıllardır süregelen tanımlamalar ışığında biz de gerçeklikle alakalı tüm sanatçı ve eserleri bu akım içerisinde ele aldık.

Not: Yazının oluşturulmasında Gelişim Hachette Ansiklopedisi kaynak olarak kullanılmıştır.

Diğer sanat akımlarına buradan ulaşabilirsiniz.

 

Paylaş

Yazar

(Visited 17.265 times, 4 visits today)

Ipek Can

Sanat, sonsuz bir zenginliğe sahip. Sanat dalları, köklerinden yükselen ağaçların oluşturduğu bir orman gibi. Her bir sanat dalı kendi içinde çok sayıda parçalara ayrılıyor. Bu düşünceyle yola çıktığım sanat ormanı serüvenimde kendi merak ettiklerimi araştırıp yazarken sizlerle de paylaşacağım.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir