HeykeltıraşlarSANAT

Hüseyin Gezer Kimdir / Türk Heykeltıraş

Paylaş

Hüseyin Gezer, 1920-2013 yılları arasında yaşamış, Türk heykeltıraştır. Özellikle, ülkemizin pek çok yerinde bulunan Atatürk Anıtları ile tanınmaktadır. TBMM’deki Atatürk Anıtı ve Antalya’daki Ulusal Yükseliş Anıtı en bilinen eserleridir. Türk heykelciliğinde önemli bir yeri olan sanatçımızı herkesin yakından tanıması gerekiyor. Bu yüzden şimdi, Hüseyin Gezer kimdir ve heykellerinin taşıdığı özellikler nelerdir, bu konuları detaylıca ele alalım.

Hüseyin Gezer Eğitim ve Çalışma Hayatı

Mersin Mut doğumlu Hüseyin Gezer, ilkokulu Mut’ta, ortaokulu ise Silifke’de tamamlamıştır. 1940 yılında Balıkesir Necatibey Öğretmen Okulu’nu bitiren Gezer, bir yıl kadar Karaköse’de öğretmenlik yapmış, ardından askere gitmiştir. Askerlik dönemi, savaş yıllarına denk geldiği için uzun sürmüştür. Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel’in isteği üzerine zorunlu hizmeti tecil edilmiş ve 1944 yılında Güzel Sanatlar Akademisi Heykel Bölümünde sanat öğrenimine başlamıştır.

Hüseyin Gezer, Ulusal Yükseliş Anıtı, 1964
Hüseyin Gezer, Ulusal Yükseliş Anıtı, 1964

Hüseyin Gezer, 1948 yılında Akademi’den mezun olup kazandığı burs ile Paris’e giderek iki yıl boyunca Julian  Akademisi’nde Prof. Gimond’un ve Güzel Sanatlar Okulu’nda Saupic’in atölyelerinde heykel çalışmaları yapmıştır. Fransa’da kaldığı dönemlerde Guimet Müzesi’ndeki Uzakdoğu heykellerinden, Rodin ve Bourdelle Müzesi’ndeki yapılardan oldukça etkilenmiştir.

1950 yılında Türkiye’ye döndüğünde Güzel Sanatlar Akademisi Heykel Bölümünde asistan olarak göreve başlamıştır. 1956’ya kadar burada Hadi Bara’nın yerine modelaj derslerine girmiştir.  1955 yılında bölümün müdür yardımcılığına ve atölye öğretmenliğine atanmıştır.  1962’de kendi isteğiyle müdür yardımcılığı görevinden ayrılmıştır. 1966-1969 yılları arasında yaptığı Akademi Başkanlığı görevinden ayrıldıktan sonra İstanbul Resim ve Heykel Müzesi yöneticiliğini yapmıştır.

Hüseyin Gezer Eserleri

Türk heykeltıraşlar arasında önemli bir yeri olan Hüseyin Gezer, 1990’da kübist bir anlayışla yaptığı heykelleri İstanbul’da sergilemiştir. Gezer’in heykel çalışmalarının büyük bir bölümü İstanbul Resim ve Heykel Müzesi koleksiyonunda yer almaktadır. 1946-1967 yıllarını kapsayan heykelleri arasında, Türbanlı Kadın, Çıplak Kadın, Çocuk ve Ana, Efenin Aşkı, Köprülü Mehmet Paşa Büstü, Atlılar ve Yahya Kemal Anıtı sayılabilir. 

Hüseyin Gezer TBMM Anıtı
Hüseyin Gezer’in TBMM Atatürk Anıtı yanında verdiği poz.

Gezer’in Atatürk temalı anıt heykellerinin önemli bir yeri vardır. 1960-1970 yılları arasında yaptığı bu anıt heykeller, İstanbul, Geyve, Balıkesir, Antalya, Ordu, Polatlı, Ankara gibi birçok şehirde önemli merkezlerde yer almaktadır. Ayrıca Dumlupınar Zafer Anıtı, Yahya Kemal Anıtı, Işık Lisesi tunç ve taş kabartmaları, Hacettepe Kampüsündeki Atatürk kompozisyonu, Lizbon’un Türkiye büyükelçiliği bahçesindeki tunç kompozisyon, İstanbul Belediye Sarayı’ndaki Hitit Güneş Kursu heykeli de Gezer’in önemli yapıtları arasındadır.

Sanat Anlayışı ve Eserlerinin Özellikleri

Hüseyin Gezer’in kendi deyimiyle “nizam ve denge tutkusunun yanı sıra heyecanlı, coşkun bir duygusallık” onun heykellerinin başlıca özelliklerindendir. Gezer’in bağımsız heykellerinde, geometrik hacimli soyutlama, kişisel yorumun önemli bir ögesi olarak kendini göstermektedir. Tek ya da ikili alçı figürlerinde, ayrıntıdan arınmış yalın biçimler, heykelin insancıl anlamını vurgulayarak sevgi ve bağlılık konularını etkin kılmaktadır.

Hüseyin Gezer Kimdir / Türk Heykeltıraş
Hüseyin Gezer, Keçi

Her şeyi ana çizgileri ile yerli yerinde görme eğilimi, Hüseyin Gezer’de Akademi yıllarından kalma, matematik kesinliğine bağlı bir anlatımdır. Anıt çalışmaları ise bağımsız heykellerinden farklı olarak durgun ve yalın anlatıma değil, taşkın ve görkemli anlatıma sahiptir. Tabii ki böyle olmasının en büyük sebebi, anıt heykellerinde çoğunlukla Atatürk’ü konu almasıdır. Atatürk heykellerinde konu merkezinde Atatürk yer alırken etrafında yeni devlet düşüncesinin ileriye dönük anlayışının yansımaları yer almaktadır. 

Hüseyin Gezer eserlerine baktığınızda, klasik akademik formasyon ile yenilikçi  tutumu görebilirsiniz. Anlatımın türüne göre bu özellikler eserlerde etkili olmuştur. Genellikle bağımsız heykellerde, özgür, atılımcı ve yenilikçi eğilimin payı büyüktür. Anıt heykellerinde ise coşkulu, hareketli anlatımın yanında anıt heykelciliğinin Türkiye’deki gelişimine paralel özellikler bulunmaktadır.

Not: Yazının hazırlanmasında Gelişim Hachette Ansiklopedisi’nden yararlanılmıştır. Ayrıca Berke Gezer’in paylaştığı fotoğraflar kullanılmıştır.

 

Paylaş

Yazar

(Visited 1.830 times, 1 visits today)

Ipek Can

Sanat, sonsuz bir zenginliğe sahip. Sanat dalları, köklerinden yükselen ağaçların oluşturduğu bir orman gibi. Her bir sanat dalı kendi içinde çok sayıda parçalara ayrılıyor. Bu düşünceyle yola çıktığım sanat ormanı serüvenimde kendi merak ettiklerimi araştırıp yazarken sizlerle de paylaşacağım.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir